2 Nisan 2012 Pazartesi

Kendimize İnandırdığımız Masallar

Masallar...Küçükken,annemizden dinlediğimiz ve kahramanlarını hayalimizde canlandırdığımız,belki de, hiç kafamızda kurduğumuz gibi olmayan masallar.
Günlük hayatımızda tanıdığımız o kadar fazla insan var ki,o masallarla yaşayan,üstelik de bunların, aslında hiç olmadığını bilmelerine rağmen,çevresine öyle sunan,hatta kendilerinin bile inandığı masallar.
İşim gereği,bir günde yüzlerce insan karşısında olduğum ve diyaloğa girdiğim için bir süre sonra, devamlı gelen çehreleri tanımaya ve hikayelerini de öğrenmeye başlıyor insan.Şöyle bir düşündüğümde,olmasını istediği şey uğruna ya da elit-kültürel bir kimlik sergilemek adına,oturduğu yer konusunda ,mesleği konusunda,okuduğu okul konusunda ,ailesiyle ilgili detaylar konusunda ,masal uydurup,yalanlar söyleyen örneklerle sıkça karşılaşmışım.Ve hemen  "Kendimize inandırdığımız masallar" yazısının asıl anlatacağı ,gerçek bir hikaye gelir aklıma ve kalemim başlar anlatmaya.
Müzisyenlerin ,dinleyicileri vardır ve dinlemeye gelenlerin içinde,müzik dinlemenin yanında,vitrindeki adama hayranlık duyan,içten içe duygusal bir şeyler besleyen,bunu platonik yaşayan,kimi zaman da elde etmeye çalışan örnekler vardır.Bu bireylerin,o çabalarının içinde,elbetteki masalları vardır.

Bu durumda masalımızda ki kahramanlarımızın, üç adı olmalıdır.Müzisyen gencin adı TAHİR,kızımızın adı ZÜHRE oluversin..o naif, güzel ,"TAHİR-ZÜHRE" hikayesine yakışır bir halde:)Yardımcı kadın oyuncumuzun adı da NECLA olsun.
Tahir,zamane teknolojisinin ,sunulan faydalı gereçlerinden biri olan ,internette takılırken,dinleyicilerinden bir tanesi ile yazışmaya başlar ve sohbet koyulaşır. Sohbet,NECLA'NIN TAHİR'E ,anlatımı üzerine boyut kazanır.NECLA,ZÜHRE ismindeki arkadaşına ,TAHİR'in fotoğrafını gösterir ve ZÜHRE'nin tanışma isteğini TAHİR'E anlatır.Gel zaman ,git zaman TAHİR VE ZÜHRE ,sanal alemin bir köşesinde tanışırlar.TAHİR için durumu ilginç kılan,ZÜHRE'NİN bir kadın olmasından öte,hasta olmasıdır. Hassas bir durum olduğundan,hem hastalığın detaylarını öğrenir hem de ZÜHRE'Yİ ,yüzünü bile görmeden tanımaya başlar.Aynı şehirde,5-10 km gibi,yakın bir mesafede olmalarına karşın,TAHİR'İN ,onca mantıklı ısrarına rağmen ,bir türlü yüz yüze görüşemezler.TAHİR, genç bayanın hiçbir fotoğrafını görememesine karşın,NECLA'YA güvenerek,günlerce gecelerce yazışır.Öyle birinin varlığına dair tek şahit ,iki bireyin tanışmalarına vesile olan NECLA'dır.Durumun gerçekliğine inan TAHİR,hem iyi niyetini,hem tesellisini,hem de içindeki sevgiyi son damlasına kadar,ZÜHRE'YE moral olsun ,onu ayakta tutsun diye gösterir.
Uzunca bir zaman(2-3 ay) boyunca,yoğun bir yazışma döneminin ardından,ZÜHRE'NİN, ameliyat olması gereken gün gelir.Ölüm riski taşıyan bir ameliyattır ve ameliyat gününün bir önceki gecesi TAHİR VE ZÜHRE son kez yazışmaya başlarlar.ZÜHRE, TAHİR'E, geçen bu zaman diliminde, hayatının en özel, en anlamlı duygularını yaşattığı için hakkını helal etmesini ve onu gerçek anlamda çok sevdiğini,bunu da tattığı için sonsuz teşekkürler sunduğunu söyler.TAHİR ,yaşadığı bu acıyı kaleme döküp,yazışmalardan edindiği duyguları anlatan bir şarkı bile yazar,gözü yaşlı,içi kan ağlar bir halde.Gece,gün olur ve TAHİR belki de uykusundayken,ZÜHRE uzun bir ameliyata girer.TAHİR ,uyanacağı o yeni güne,büyük bir umutla uyanır,belki de SEVGİNİN GÜCÜ kazanır diyerek ve dua ederek.TAHİR'E,NECLA tarafından gelen haber ise ,ZÜHRE'NİN ameliyat masasında kaldığı ve son nefesini verirken, 'TAHİR' demiş olması idi.

Böyle bir durum,TAHİR'E şarkı yazdırabilmişse,yaşadığından ne kadar etkilendiği de ortadadır aslında.O geceleri,günleri ,öylesine içten ,yardımcı olmak ve moral vermek adına harcayan TAHİR'in,karşısında oluşturulan bu kahraman(ZÜHRE),ona yoğun duygular besleyen NECLA'NIN ta kendisidir.Elbetteki, hikaye de NECLA'NIN,TAHİR onunla uzun uzun konuşsun diye uydurduğu bir hikayedir. NECLA,içindeki sevgiyi yaşamak,onunla daha fazla zaman geçirmek,daha yakından tanımak ve yakın olmak adına,genç adamı üzme pahasına bir masal uydurmuş, o masala hem TAHİR'İ ,hem de kendini inandırmıştır.
TAHİR'İN kafasında,o kişinin NECLA olduğuna dair bir netliğin belirmesine sebep,NECLA'YA sorduğu,ZÜHRE'NİN mezarının nerede olduğuna dair  sorulara verilen cevaplardır.Çünkü ortada bir kahraman var ise, o kahraman bu dünyadan göçüp gittiğinde,bir mezarı olmalı o isimde ve o tarihte. 
Dinleyici kişilik,bir masal uydurmuş,o masala kendi inanmış ve kendi inandığı masalla,genç bir adamın hayatının bir kesitine,üzgün bir damga koymuştu.
Kendimize inandırdığımız bir masalı ,sadece kendimizi ikna etmek,hayata bağlamak için yapabiliyor olmak belki biraz masum,ama ucu birine dokunduğunda,sağlıksız ve art niyetli bir psikolojinin belirtisidir.

'TAHİR, ne yapmış','ZÜHRE, düşündüren,hissettirebilenmiş',zamanın o döngüsünde!
'NECLA'YA ne yapmak düşmüş.....'

Aldanan,bir dönem o masala inanan mı?
Yoksa hayatı boyunca kendini masallara inandıran mı?
YORUM SİZİN...



Volkan KOŞAR

5 yorum:

  1. kadın dünyası bazen beni bile korkutuyor...

    YanıtlaSil
  2. bir şarkı geldi aklıma okuyunca cem adraindan ;
    Bir masal biter, sessizlik başlar
    Kalbini okşar uyutursun uyutursun
    Gözlerin dolar avuçların terler
    Bir yalan söyler avutursun avunursun
    Yerle bir olmuş bu yıkık dökük şehre
    Bir şarkı söyler susturursun susturursun
    Acıya acıya acıta acıta
    Kendini acıya dolaya dolaya
    Bir kalbi kanata kanata UNUTURSUN UNUTURSUN

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. benimde aklıma Yaprak Dökümü Necla geldi. Entrikalarla dolu bir Necla'ydı. Ahhh bu Neclalar.isim tesadüf olmuş:)))

    YanıtlaSil