24 Şubat 2015 Salı

Uzun Lafın Kısası


   Uzun lafın kısası...Hayat mı?Bizim için şarkılar gibi?Hatta benim için ,kelimelerin melodilerle kaynaşıp,içimizden ulu orta fırlatılması.''Hadi canım Volkan sende'' dediğinizi duyar gibiyim.Hatta belki bir çoğunuz 'HAYAT SANA GÜZEL BE VOLKAN' der gibisiniz.Tam öyle değildir de ,sizi mi kıracam yahu varsın bana güzel olsun.Sana da,size de güzel olsun ama.
   Çok zaman olmuş yazmayalı.Aslında çok zaman olmamış yahu.Ben,böyle yazmayınca,elim kalem tutmuyor değil.Sadece, böyle bir yazı da buluşmayalı çok zaman olmuştur.Ama her bir buluşmama,her bir  bekleyiş,yeni bir şeyler yazmak,çıkarmak,üretmek içindir.Bazen biz bile bilmeyiz ,hangi evrede ne çıkaracaz acaba diye..İşte öyle.Bugünler bitiyor,bugünler gibi günler geliyor,onlarda bitiyor falan felan..

   Sahi ,ne oldu da ben yine yazmalara koyuldum.Hep şarkıyla seslenmeyim demişimdir belki de.Yoksa bugünlerin bence özeti,Prensesle yatıp Prensesle kalkıyoruz.Belki daha fazla insanın 'Prenses' gibi bir şarkıya ihtiyacı vardır diye duyurmaya çalışıyoruz.Hem <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCNdqLKejTsJZMB45_4rnA4u-VejwzLqb-ZD8dEoBDfdns7Lai4t6zUiLCLlOOhJn5OvBY4R5bNFnw7KB1sPYtFh5vVzJFKLdjgtMrF6IV1Lx7QfbvEhD8ddR30I-1euz-sMEGb3RMxQIK/s1600/k%C4%B1rac%CC%A7+volkan+4.JPG" imageanchor="1" ><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCNdqLKejTsJZMB45_4rnA4u-VejwzLqb-ZD8dEoBDfdns7Lai4t6zUiLCLlOOhJn5OvBY4R5bNFnw7KB1sPYtFh5vVzJFKLdjgtMrF6IV1Lx7QfbvEhD8ddR30I-1euz-sMEGb3RMxQIK/s320/k%C4%B1rac%CC%A7+volkan+4.JPG" /></a>bu düşünce doğru olacak diye bişey yok ki.Belki de yanlış düşünceler içinde gezip duruyoruzdur.Ama o bile bişeye işaret değil midir?Yanlış düşüncelere kapıla kapıla,yanlışa inana inana,bir gün doğruyu yakalarız.Bozuk saat bile günde 2 defa doğruyu gösteriyorsa,bu da bişeyi anlamak ya da anlatmak için bir kaynaktır...

   Evet yine gecenin bilmem kaçı.Nöbetteyim.Nerde mi? Hımm gecelerde nöbette.Düşünsenize geceleri herkes ama herkes uyusa,geceleri kim bekleyecek.Bunun bir sürü iyi tarafı var.Geceleri nöbette olmanın.Niye mi nöbetteyim?Aklımdan zorum mu var?Sağlıksal olarak sakıncalı mı?Gece gece sizi güldürmeyim yahu.Siz biliyo musunuz, büyüme hormonunun gece 23:00-03:00 arası çalıştığını?Düşününce, bizim neden büyümediğimizi,kimine göre yaşlanmadığımızı?:):)
  
   Neresinden devam edeyim ki?Öncelikle şunu belirteyim.Neden yazmak biliyomusunuz?Bazen merak edilenler olur,sıkça sorulanlar olur.İşte bu sefer ki belki de burdan esinlenilmiş bir yazı.Evet şimdi devam edeyim.'PRENSES' dedik.Bugünlerde her gün böyle bizim için.Eee kolay mı bir bebeği dünyaya getirip,sonra onu büyütmeye çalışmak.Bu yazıyı okuyup,bir bebeği dünyaya getirmişleriniz vardır ve iyi anlarlar.Onun her anında yanındasındır işte.3 albüm,2007 den bu yana albümlerle,kendi şarkılarımla yola çıkış.17 sıfır şarkı:=)17 çocuk desem çok mu abartmış sayarsınız beni?Her biri ,birine,bir aşka,bir isyana,bir kadına,bir hayale.Ve daha bekleyen yüzlercesi...Ama 'Prenses' dedik.Ne gariptir ki,Prenses özel birine yazılmış bir şarkı değil,hayale yazılmış.Aramızda şu an birine aşık,birini deliler gibi seven birileri vardır ve okuyodur bu yazıyı ve belki dinlerken o şarkıyı kendinden bişey buluyordur.Kim bilir belki birileri bu şarkı ile aşık olacak,bu şarkı ile dünya evine girecek ya da bu şarkıyla hüzünlenecek,ben de zamanında birini böyle sevmiştim diye.Ha sakın şöyle de anlaşılmasın.Yazdığım çizdiğim en güzel şarkı,en anlamlı şarkı 'Prenses' diyerekten yazmıyorum.Siz zaten bana bakmayın,ben yazarım,çizerim almak isteyen orda köşeciklerden alır almak istediğini...Hem ne diyor Nazım Hikmet 'En güzel deniz,henüz gidilmemiş olandır.En güzel günlerimiz,henüz yaşamadıklarımız.Ve sana söylemek istediğim en güzel söz^ henüz söylememiş olduğum sözdür^.İşte tam da öyle,ben daha en güzel aşkımı,en güzel sözümü,en güzel şarkımı yazmadım belli ki...
  Sonra dedik ki,madem bu kadar şarkı var ,o zaman hissiyatıma en yakın şarkıları bir arada tutalım dedik ve bu bir albüm oldu...'Prenses','Otuzbeşimdeyim','Son','Beşinci mevsim'...Adı üzerinde 'Otuzbeşimdeyim' kendime yazdığım bir şarkı,hikayeye gerek var mı?Neysek oyuz işte...'Son' gerçek bir hikaye..Gerçekten yaşadığım bir hikaye...Gidenin arkasından söylenmiş...Daha ne diyeydim ki 'Ben ,cümlelere anlamlar yüklüyorkeni,sen anlamsız kılıyordun.Ben sana adımlar atıyorken,sen benden kaçıyordun.Dedim olsun,varsın olsun böyle son bulsun...Yok yere ,boş yere,keşkeye gözyaşı olmasın diledim...Ahlara,vahlara kalmasın aşkımız diye yalvarırken...İşte öyle dostlar.Özeti de ,gerçeği de,sencesi de ,bencesi de...

 Sonra Gönül koyanlar.Yetemezsin bazen.Yetmez bazen.Zaten ikili diyalogta adı aşk olsun,adı arkadaşlık,dostluk olsun,yetemezsin.Yetmez.Yetse bile hangi birine yetsin ki.Herkesin beklentisi,sevgiyi kabul edişi,sevmesi,küsmesi,kini,nefreti farklı.Hangimizin aynı ki.İnsan işte,böyle kabul etmeli,yoksa işin içinden çıkılmaz.Ne benim cümlelerim,ne edebi zenginlik,ne kafiyelerin yakışması..Yetmez...

 Sonra son günlerde ,şiddet içerikli şeylerin gündeme gelmesi.Sosyal medya ağının çok geniş olmasından belki de.Ya da birileri ,bunlar gündeme gelsin,arada memleketi satıp,paydayı alma meselelerinde gündemi üstü kapalı geçiştirelim diye uğraşıyor.Amma da fesatsın Volkan diyo musun ?Yoksa senin de aklına geliyor mu?Birileri bu dünyadan göçüyor,sonra unutuluyor.Başka birileri göçüyor ,o gündem oluyor.Yoksa zamanında şöyle deniyordu ,biz idrak edemiyoruz,şimdi mi anlıyoruz. 
     
   ' Herkes bir gün 5 dakikalığına televizyona çıkacak ve ünlü olacak'

Öyle mi oluyor dersiniz?Ölüm haberiyle,dehşet haberiyle,yarışmadaki başarısıyla,çizdiği resimle,çektiği 7 saniyelin videosuyla,ettiği küfürle,giydiği kıyafetle,gösterdiği yeteneğiyle...

Özgecen Aslan,sade bir hayat yaşayan,genç bir kız.Hayalleri pembe,geleceğe umutla bakan pırıl pırıl bir genç.O yaşta kim hayata pembe,pırıl pırıl bakmıyor ki zaten.Bir vizdansız ya da birden fazla vicdansız 
,insanlık dışı bir harektle hepimizin yüreklerini dağladı.Ne acı,ne acı bir ölüm,neresinde bunun adalet,nerde bunun cezası...Kinimiz,öfkemiz büyüdükçe büyüyor.Sonra isimler değişiyor,eylem hep aynı.Ölüm...
Ve ısrarla yineliyorum.Bu Kadın-Erkek meselesi değil.Böyle bakmak olayı ayrıştırmak demek gibi geliyor bana.Bu bir insanlık ayıbı.O bir kadın olmasada öyle,olsa da öyle.8 mart dünya kadınlar günü geliyor.Özgecan ismi şu an taze,ve yine kadına şiddet mevzuları gündeme gelir...Peki ya Haziran-Temmuz-Ağustos ayında neden gündeme gelmez.Unutulur..Giden gittiğiyle,kalan yakınları acılarıyla kalır.Neleri unutturuyorlar bize a dostlar.İzmitteki 17 Ağustos depremini,Vandaki depremzedeleri,Somada hayatını kaybedenleri,Asansör faciasında kaybettiğimiz işçileri....Daha neleri neleri...İşin özeti,memleketimde ucuz olan İnsan hayatı...
   Sahnemizi bilenler bilir.Biz istiyor ki her sahnemizde,eğlenelim,arada duruşumuzu,mesajımızıda verelim..Nitekim her gittiğimiz sahnede veriyoruz anlayana,anlamak isteyene,kulak verene.Yukarıda saydığım,sayamadığım yüzlerce şeye.Sadece show için söylenmez bunlar.Belki birileri dikkat etmiştir.Bir şarkı yaparsın onlar dinler,bir şarkı yaparsın binler dinler.Bize binlerin dinlemesi işte tam da burda yarar.İçten,sağduyulu,vicdanının sesini dinleyen sen gibi,ben gibi,onlar gibi yüzlercesi.Çok mu döktüm,döküldüm dostlar.Durun toparlayım

  Tufan abinin selamı var.Adam gibi adam Kıraç.Benle düet yaptı ya da bana düetiyle destek verdi diye değil.Düşünceleri,bakış açısı,Atatürkçülüğü,Nazım hikmeti sevmesi,müziğe bakışı,hayatı algılayışı.Ha kimileri dediki Kıraç neden klipte yok?Şarkıyı ya da söyleyeni sevmese,Tufan abi ne bir projede yer alır,ne sesiyle renk katar.Sürekli ve yoğun çalışan bir adam ve asla neden klipte göremedik dememeli.Beni evvel zamanlardan beri tanıyanlar iyi bilir.Ben yıllarca Kıraç şarkıları söylerdim.Madem bu şarkı çıktı ,o zaman neden dinletmiyorum Tufan abiye deyip gittim kapısını çalmaya.Gerçek olan şudur çünkü.Samimiyetle sunduğun ya da paylaştığın herşey ,yolunu bulur...
  Hadi ben kaçtım.Selam olsun takip eden,etmeyen,seven sevmeyen,okuyan paylaşan herkese.Marco(minik yorkshire) artık sızlanıyor,hadi baba yatakta bekliyorum diye...Sağlıcakla

Volkan Koşar
24 Şubat 03:06

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder